30 Ekim 2016 Pazar

Başarısızlık kime ait?

Resimdeki yazı, daha önce adından ve kitabından bahsettiğim Doç.Dyt. Emel Özer hocanın o kitabının giriş sayfasında yer alıyor. Okuduğumda gözlerim kocaman açılıp "huuuvvvv!!!" dediğimi hatırlıyorum. Zira sağlık camiasından olup kimi doktorları kızdırabilecek bir ifadeye yer vermek herkesin harcı değil. Gıyabında Emel hocaya helal olsun diyor sımsıkı sarılıyorum :)

M.D. Maryniuk diyabet tedavisindeki başarısızlığı tümüyle diyabetliye yüklemeyip doktorların da bunda payı olduğunu söylüyor. Kendini diyabetlilere adamış az sayıdaki hekimi (doktor kelimesi yerine bilerek hekim kelimesini kullandım) tenzih ediyorum.

Maryniuk neden böyle söylemiş olabilir?

Diyabet hayat boyu devam eden bir durum. Dolayısı ile hastane ortamında limitli şartlarda ayarlanmış beslenme (yasaklı liste) ve insulin tedavisi taburcu olduktan sonra kısa sürede alt-üst oluyor. Yasak kavramı üzerine kurulmuş bir tedavi ne kadar devam edebilir ki? Unutmayalim ki başkalarına yasak koymak kolaydır ancak yasağa uymak zordur. Bunu 30 yıllık tip1 dm li biri olarak yazıyorum. Bakkaldan aldığım 1 külah bonbon şekeri ailem görmesin diye bahçedeki odunlarin arasına saklayıp, ertesi gün gizlice yemeyi planlamış ama karıncaların şekerleri benden önce bulduğunu gördüğümde ilk hüsranımı yaşamıştım.

Yasak ve disiplin birbirine karıştırılmamalı. Diyabetlinin aklının erdiği kadar ona durum anlatılmalı. Ve bir an önce doğru tip insulin ve karbonhidrat sayımı ile beslenmeye geçilmeli. İşte diyabet ekibinin yönlendirmesi burada başlıyor.

Kullandığı insulinin etki-zaman profilini hangimiz doktordan öğrendik? Ben değil. Karbonhidrat sayımını, insulin pompasini, sürekli glikoz takip sistemini ilk kez diyabet ekibinden duyan kaç kişi var? Ben değil. HumulinR den humaloga geçtiğimde ara öğün yememem gerektiğini şekerim yükseldiği için kendi kendime buldum. Doktora söylediğimde "ha evet humalogta öyle birşey var" diyiverdi!?

Doktor başına düşen hasta sayısı çok fazla kabul. Onlar da zor şartlarda görev yapıyorlar. Bu da kabul. Peki biz ne yapalım? Doktor olmayı onlar seçti, diyabeyi biz seçmedik. Umudum asık suratlı ve suçlayıcı doktorların yerini birazcık empati yapabilen medikal trendleri takip eden ve mesleğine mesai olarak bakmayan hekimlerin sayısının artmasıdır...

Diyabet bir ekip işi. Diyabetli, ailesi, hekimi. Bu konuda inşallah başka yazılarda buluşmak üzere simdilik bu kadar diyelim.

Sevgiler...