4 Eylül 2017 Pazartesi

Güneşlenme ve D vitamini

D vitamini seviyem birkaç hafta önce 9,7 ng/mL  idi. Alt sınırın 25 olduğu düşünülürse durum vahim. 



Başvurduğum endokrin uzmanı takviye olarak oral D vitamini verdi. Düzenli kullanıyorum. Çünkü okuduğum kaynaklarda D vitaminin vücut için çok gerekli olduğu, düşüklüğünün ciddi sorunlara neden olduğu yazıyor.


Güneş ışınları dünyaya dik açıyla gelirken 20 dk güneşlenmek  gerekiyormuş. Yani bir cismin gölgesinin, kendi uzunlugundan kısa olduğu öğle saatlerinde güneşlenmek öneriliyor. 



Öncesinde güneş koruyucu kullanımı önerilmiyor. Sonra da hemen duş alınması da önerilmiyor.

 Woto.com sitesinde bu konuyla ilgili uzunca bir makale var. 

Google amcaya "güneşlenme takvimi" yazınca ilk çıkan siteden bahsediyorum. Hatta bulunduğunuz şehre göre "hangi saatlerde güneşlenmeliyim" diye bir  arama motoru yapmışlar. İlgili sayfanın sonunda yer alıyor.





İnsülin pompası taşıdığım için pompamı, insulini güneşten korumam gerektiğini biliyorum. Bakalım bir sonraki kontrolde D vitamini seviyem ne çıkacak merak ediyorum.









2 Eylül 2017 Cumartesi

saglikliyasiyoruz.com-Karatay Diyeti

İlk kez bir instagram hesabı tarafından engellenmişim. İnanamıyorum :) Hepsi o düdüklü tencerenin yüzünden. Dilimi tutamadım tabi. Kanda kimyagerlik varya, düdüklü tencerede yemek pişirmek sağlıklıdır paylaşımını görünce itiraz ettim. Gördün işte, mis gibi hesap kapının önüne koydu seni. Hey gidi "tatlı bir hayat" hey! Kendimi çok dışlanmış, itilmiş-kakılmış hissediyorum yahu. Bunu sindirmem lazım :)

Şaka bir yana, engellendiğim gerçek, saglikliyasiyoruzcom instagram hesabını öneririrm. Canan Karatay hocanın önerilerini paylaşıyorlar. Beslenmeye dair, sağlıklı yaşama dair farkındalık oluşturuyorlar. Hesabın sahipleri Okan ve Nurçin Çağlar çifti bu beslenme tarzıyla ciddi kilo vermişler.

woto.com sitesinde çok güzel makaleler var. Kolleksiyonlar içerisinde bu makaleler. Kişileri seçip, onların oluşturduğu makaleleri okuyabiliyorsunuz. Mesela Karatay diyeti ile kilo verenleri okumak için buraya, gıda takviyeleri vs için buraya tıklayabilirsiniz.

Ben de bir süredir neredeyse ekmeksiz bir hayat sürüyorum. Birkaç kilo gitti. Sebze, az meyve, bol kuruyemiş, yoğurt, yumurta, sucuk ,et yiyorum. Düşük glisemik indeksli beskenmek muhteşem birşeymiş. bu arada sucuk demişken altını çizeyim, içerisinde nitrit olmayan fermente sucuktan bahsediyorum. Beşler firmasının ürettiği fermente sucuğu mutlaka deneyin derim. Benden söylemesi...

Canan Karatay hocanın Karatay Diyeti adlı kitabı okudum. Çok güzel bilgiler var. Ümit Aktaş ile ufak tefek farklılıklar olsa da ikisi de buğdaydan şekerden uzak durun diyor.


Genetiği değiştirilmemiş buğday unu ve ekşi maya ile yapılmış ekmek fırın ekmeklerinden daha evla. Siyez unu ve ekşi maya ile yapılmış ekmek mesela... olsa da yesem. Ekşi maya deneyimim hala devam ediyor. Mayam hala olgunlaşmadı, beslemeye devam ediyorum onu. Refika'nın Mutfağı'nda seyrettiğim  Burak'ın Ekmek Teknesi videosu ekşi maya severler için...

Valla içime oturdu engellenmek. Biriniz gidip söyleyin yahu engeli kaldırsınlar. Yeni hesap açıp takip etmek zoruma gidiyor. söz bir daha aykırı yorum yapmıycam!

Sevgiler...

Evde Probiyotik yoğurt yapılırsa...+ Ümit Aktaş

Sağlıklı bağırsak için fermente (mayalı) gıdaların tüketilmesi gerektiğini soylemisti oğlumun çocuk doktoru. Ve hatta ileri giderek insanın kaderinin bağırsaklarından geçtiği söyleminde bulunmuştu. 

Gastroenteroloji uzmanı olduğu için onemsemistik bu sözleri. Dr ve fitoterapi uzmanı Ümit Aktaş'in kitabını okuduktan sonra anladım ki bağırsaklara çok çok iyi bakmak lazımmış. Ev yoğurdu, dogal fermente sirke, turşu, kefir yemek bağırsaklara probiyotik yerleşmesi için gerekliymis.

Ev yoğurdu yapmak zor değildir malum. Güzel bir süt ve yoğurt mayası olması kafi. Evde kefir ve probiyotik yoğurt yapmak da çok kolaymış.

Zincir marketlerden birinde kefir ve probiyotik yoğurt mayası buldum. Tarifine göre mayaladim. Muhteşem oldular. Hazır kefirin tadı ekşimsi olur. Ama yaptığım kefir tıpkı yoğurt gibi tatlımsı oldu. Bu işte bir gariplik var mı bilemiyorum. Yedim gitti :) probiyotik yoğurt da çok güzeldi valla. Onu da yedim gitti...


Dr. Ümit Aktaş günde iki porsiyon yoğurt, market yoğurdu değil ev yoğurdu, mutlaka yenmeli diyor. İçerisine iki üç tane günkurusu kayısı doğranmış bir kâse yoğurt çok nefis oluyor. Şahsen ben bayılıyorum.


Bağışıklık sistemi çok güçlü olsun da hastalıkları def etsin gibi bir şey yanlışmış. Bağışıklık sistemini dengeleyen bir beslenme tarzı öneriyor Ümit Aktaş. GDO suz besinleri öneriyor. Buğdayın hayatımızdaki yeri aşikarken ve  neredeyse GDO suz buğday yokken bunu nasıl başaracağım bilmiyorum. Şeker zehirdir diyor Ümit Aktaş. Benim gibi doğal şekerleri kastetmis olamaz herhalde ☺

Bir kere daha okumak istoyorum bu kitabı. 

Sevgiler





Diyabet teknolojileri

Diyabet teknolojisi aldı başını gitti. İnsulin pompaları, sürekli  kan şekeri ölçümü yapan (Sensörlü) İnsülin pompaları, kablosuz insülin pompaları, kan şekeri sensorleri vb.

diyabetim.com da Esra Avcı DM teknolojilerini çok güzel takip edip paylaşıyor, kendinde deniyor. İmkânı olanlar için harika şeyler.

Ammavelakin gel gelelim tip1 diyabetlilerin ne kadarının bu imkânlara sahip olduğu. Ülkemizde sensör icin SGK ödemesi yok. Kablosuz pompa satışı da bildiğim kadarıyla yok. Sürekli kan şekeri ölçüm sistemleri de ateş pahası.

 İngiltere'den getirttigim libre sensör ile birkaç hafta lüks konforlu bir takip yaşamıştım. Cep telefonumu kolumdaki sensore tutup anında şekerimi ölçüyordum. Tadı damağımda kaldı desem yalan olmaz. Sensör bitti, konfor gitti.



Ne yapayım peki? Kararlar mı baglayayim...

Sabah açlık şekeri ölçümü, düşük karbonhidrat ve glisemik indeksli beslenmek, en çok üç öğün yemek, gece şeker ölçümü. Aralarda da kötü hissedince ölçüm yapınca idare eder durumdayız diyebilirim. Tabi hormonal döngü devreye girince şekerler çıldırıyor. Ovulasyon önü-sonu nereden baksan bir hafta allak bullak oluyor regulasyon. Geçici bazalı %130-150 artırmak iyi geliyor. Bazen diyorum ki erkek diyabetliler diyabetli kızlardan daha rahat, döngüleri filan yok:) pardon;)

Keşke demeyi sevmiyorum ama keşke hic olmazsa diyabetli miniklere diyabet teknolojileri ücretsiz olsa...

Sevgiler...

31 Ağustos 2017 Perşembe

Bayram ve çikolata

Çikolata zaafım var. Evet var. Birgün rüyamda çikolatadan tiksindigimi görmüştüm. Nasıl sevinmiştim.

Pancar şekeri ve kakao yağı ile yapılmış, glukoz şurubu palm yağı olmayan market çikolatası sayısı az. Çok şükür ki artık seciciyim ve çikolata adaylarının sayısı azaldı.😀



Ağızda 5 dk, midede 30 dk, vücudun muhtelif yerlerinde yıllar boyu kalıcı olan bu yağlı tatlı şeyler bayramda çok yeniyor.

İki tanecik madlen çikolata 7 gram karbonhidrat içeriyor. 15 gram karbonhidrat şekerimi 70 birim ziplattigina göre iki madlen çikolata yaklaşık 35 birim şeker yüksekliğine neden olabilir. Kısa aralıklarla yenen birkaç madlen totalde epeyce zıplamaya neden olur gibime geliyor.

Çikolata yiyice insulini pompadan yayarak gönder derler. Bunu denemiş ve hipoglisemi olmuştum. Beceremeyince de denemeyi bırakmıştım.

Bizim oğlan da bir çikolata tutkunu. Anne bayramda çikolatayı yemek için gelmeseler de birilerini çağıralım çikolata verelim diyor. Kendisi de yiyecek ya ondan bu misafirperver duruş.

Yarın Kurban Bayramı'nda dilerim iki cihan için güzel ibadetler, anlar biriktiririz. Dilerim minik şeker çocuklar hipoglisemi hiperglisemi olmadan rugule bir bayram geçirirler.

Sevgiler...

Atıştırmalıklar, glukoz şurubu, palm yağı ve irade



Evimizin babası ürün etiketi okuma konusunda çok hassastır. Medyada palm yağı ile ilgili haberler çıktıkça biz de bu konuda hassas davranmaya çalıştık. Sonuçta ne oldu? Birçok atıştırmalık liste dışı kaldı.


Zaten içerisinde glukoz, fruktoz şurubu olan ürünleri almıyorduk. Palm yağı da eklenince market reyonlarını hızla geçerek alışveriş yapar olduk.

Kraker, bisküvi, gofret, kakaolu fındık kremaları, dondurma vb ürünlerin çoğunda ya palm yağı var, ya da glukoz şurubu, veya her ikisi birden. Bunların zararlarını dileyen Google amcaya sorar, öğrenir elbette. Benim dikkat çekmek istediğim şey çocuklarımızda bu farkındalığı oluşturmak.

Birgün apartmanin bahçesindeyiz. Komşumuz bizim oğlana (6 yaşında) kraker ikram etmiş. "Onun içinde katkı maddesi var mı? Varsa yemem." demiş bizimki. Komşum dumura uğramış. "Senin sorunun cevabı bende yok oğlum" demiş. 😁

Komşum hayretler içinde bu olayı anlattı. "Nasıl yetiştirdiniz bu çocuğu maşallah" demekten kendini alamadı.

Gurur duydum yavrumla. Bu konuda fazladan bir gayret göstermemiştik aslında. Sadece onun yanında bu maddelerin zararlarını konuştuk eve almadık biz de yemedik. Alternatif sunduk, evde yapılabilen ürünleri eksik etmedik. Şimdi etiket okumadan bir ürün alacak olsam beni uyarıyor. Çok şükür bu farkındalığı edindi. Dilerim okulda da devam eder bu irade.

İrade, kuvvetli bir irade aslinda en çok oynak şekerli biri olan bana lazım. Diyabette düşük karbonhidrat ve glisemik indeksli beslenmek elzem.   Hayat boyu  bu iradeyi sergilemek de her yiğidin harcı değil. Göz görmeyince gönül katlanıyor da... Da'ları var işte ;) mesele uzar gider.


Sevgiler...
Görsel: sağlık kütüphanesi

25 Ağustos 2017 Cuma

Medtronic insülin pompası A33 hatası



İnsülin pompası kullanıp da ekranda A33 hatası gören bir pompa kullanıcısı "eyvah!!!" diyebilir. Zira pompanın bir yerlerine birkaç bin TL sıkışmış durumdadır. Yani, yeni bir pompa alma zamanının geldiğinin adıdır A33.

Bir sabah uyandığımda pompamda pil uyarısı olduğunu gördüm. Pili değiştirdim. Pompamın "altı kuru keyfi yerinde olsun" diye rezervuara tazecik insülin de doldurayım dedim. Geri sardım, dolu rezervuarı taktım. Act tuşuna basılı tutarak kabloyu insulinle doldurmak üzereyken ekranda A33 hatası çıktı. Pompa kapandı, yeniden açıldı. İşlemi tekrar yaptım. Ama nafile. Her seferinde aynı hatayı verdi.

Google amcaya sordum. Acı gerçek yabancı blogların birinde kaşıma çıktı; "Teknik servisi aramalısınız."

Medtronic'i aradım. Sağolsunlar hemen geri döndüler. Tamiri mümkün değildir dediler. Bulunduğum şehirdeki hastaneyle iletişime geçip demo bir pompa almamı sağladılar.  Öğlen olmadan demo pompa elimdeydi.

Sıra yeni pompa prosedürüne gelmişti. Medtronic'ten Emre beyin yönlendirmesi ile iki günde yeni pompa elime geçiverdi. Hem de sensörlü pompa! 

2011 de ilk pompamı almıştım. Küçük rezervuarlı, sensörsüz bir pompa için  SGK ödemesi hariç 1500 TL ödemiştim. O zamanlar sensörlü pompa sanirim 6000-7000$ civarındaydı. Ödemesi benim için mümkün olmayan bir bedel. 

Yeni pompanın sensörlü olduğunu görünce bu işte bir yanlışlık olup olmadığını Emre beye sordum. Artık Medtronic standart olarak sensörlü pompa veriyormuş. Ne güzel :)

Transmitter için 1400 TL ve bir sensör için yaklaşık 100 TL ödersem sürekli kan şekeri ölçümü yapan bir pompa kullanıcısı olabilirim. Yeterli param oluncaya ya da SGK sensorler için geri ödeme yapınca kadar bu bir hayal olsa da düşüncesi bile güzel :)

Sevgiler...





22 Haziran 2017 Perşembe

Yine yeniden + bazal hız operasyonu

Bugün 22 haziran. Bir hastane koltuğundayım. Tatlı bir hayat'ıma yazmak istedim. Çok ciddi sonuçları olabilecek bir sağlık problemini, annem az acılı bir kalp anjiyosu ile atlattı şükür.  Hayat nasib olacaksa eğer, insan  hiç planda yokken tıpış tıpış doktora gidip öğle arasında anjiyo olabiliyormuş. Damarlar mühim. Aman daralmasinlar.

Son yazımı yayınlayalı çok uzun zaman oldu. Koskoca 7 ay geçmiş. İniş ve çıkışlarla dolu bu yedi ay neler öğretti neler. Madde madde yazmak olmaz. Özetle; olan her şeyde bir hayır vardır, sükut ve sabır lazım. Sahip olduklarını her an kaybedebilirsin, güvenme hayata. En doğru senin fikrin olmayabilir, danış mutlaka. Aile, darlık anında paha biçilemez bir servetmiş, genişlikte de kiymeti bilinmeliymis.
Arkadaş, kızıp elestirsen de hep ailenden sonra gelmeliymis.

İniş çıkışlarla dolu bu yedi ayda diyabetim de nasibini aldı elbette. Bir köşeye atılmış sessize alınmış bir alet gibi bip bip edip durdu. Ciddi hiperler yaşadım, kan şekerimi ölçmediğim gün (ler) oldu.

Çok şey bildiğini zannedip kendinde işe yaramamak kadar berbat bir durum var mıdır? Yurtdışından aldığım koca koca diyabet​ kitaplarını gördükçe hafakan basıyordu.

Dellendim bir gün. Arkadaş n'oluyor bana nedir bu acizlik kendine gel, sürekli hiper olur mu pompalı biri dedim.

Bazal İnsülin hızını elden geçirdim. Birkaç kilo almıştım. Buna bağlı olarak insulin ihtiyacım artmış olabilir diye düşündüm.  Mevcut bazal programını %30 artırdım. Mesela saat 12:00-15:00 arası bazal hız 0.50 ise 0.50x30/100=0.15 unite ekledim. O saatlerde bazal hız 0.65 ü/saat oldu. Çok şükür eskiye nazaran kan şekeri iyi gidiyor. İp gibi mı? Tabiki hayır. Tıkınmaya bağlı olarak hiper olabiliyor. En azından sebebi belli, hiperin faili meçhul değil.

Dilerim "tatlı bir hayat" birilerinin hayatına dokunuyordur, kendim çalıp kendim oynamıyorumdur.

Sevgiler...





3 Ocak 2017 Salı

Tip1 diyabet ve anneliğe hazırlık



Eğer tip1 diyabetli bir anne adayı iseniz diğer anne adaylarına göre fazladan dikkat edeceğiniz birşey var; düzenli bir kan şekeri. Hem hamişlikten önce hem de sonra...

Bu bağlamda çok güzel bilgiler veren yabancı bir blog önermek istiyorum.

İkinci çocuğuna hamile olan tip1 diyabetli bir anne kendisi. Pompa kullanmadan iyi bir hba1c tutturmuş. Bravo doğrusu. Web adresi;

....

Blogta önemli bulduğum yazıları satır satır çevirmek isterdim. Lakin teknik imkanlarımın yetersizliği sebebiyle şimdilik mümkün görünmüyor. Başka bir bahara artık...

Selametle...