Karbonhidrat sayımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Karbonhidrat sayımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Kasım 2016 Pazartesi

Karbonhidrat Hesaplı Kurabiye Tarifi ve Şeker Değişimi




Oğluş doğduğundan beri evde sürekli kurabiye pişirir oldum. Babamız da meğer bir kurabiye canavarıymış.   Bu sayede anlamış olduk. Latife bir yana evde hazırladığım atıştırmalıklar sayesinde marketten bisküvi vs ürünleri tüketimi neredeyse bitti.

Karbonhidrat hesaplı krep tarifinin ardından bir de karbonhidrat hesaplı kurabiye tarifi denemek istedim. Bu tarifi sürekli yapıyordum ama karbonhidrat miktarı hakkında bir hesabım yoktu. Hem yaptım hem yedim hem de şekerimi takip ettim.

Tarif şöyle:

125 g yumuşak tereyağ (0 karbonhidrat)
1 yumurta
50 g pudra şekeri (50 g karbonhidrat)
50 g nişasta (44 g karbonhidrat)
200 g un (150 g karbonhidrat )
50 g çekilmiş fındık (8.5 g karbonhidrat )
40 g kuru üzüm (30 g karbonhidrat )
80 g kuru kayısı (48 g karbonhidrat )
50 g damla çikolata (31 g karbonhidrat )
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Yağ, şeker ve yumurta iyice karıştırılır. Nişasta un vanilya ve kabartma tozu eklenir yoğurulur. Fındık kuru meyveler ve çikolata eklenip şekil verilir. 170 derecede hafif pembeleşinceye kadar pişirilir. Sıcakken  kurabiye kolay dağılır aman dikkat. Ağızda dağılan muhteşem bir kıvamı ve tadı var. Deneyenlere afiyet olsun...

Gelelim hesap-kitap işine...

Malzemelerdeki toplam karbonhidrat 362 gram. Kurabiyeler piştikten sonra toplam ağırlığı 635 gram.

%karbonhidrat=(362/635)x100=57

Yani 100 gram kurabiyenin 57 gramı karbonhidrat.

Bir fincan ıhlamur eşliğinde iki kurabiye yedim. Diyabetli olmasam bu sayı bilemiyorum kaç olurdu :)

Sadece karbonhidrat hesaplamak aslında yetmeyebilir. Bu kurabiyede yaklaşık%30 oranında yağ da var. Yağlı ürünlerin fazla miktarda yenmesi, insulinin etkisinin azaldığı saatlerde   (3. Ve 4. Saatte) kan şekerini yükselebiliyor. Aman dikkat.

Sevgiler...


6 Kasım 2016 Pazar

Karbonhidrat hesaplı krep tarifi

Karbonhidrat hesaplı krep tarifi ve kan şekerime etkisi

Hazır gıdaların ambalajındaki besin tablosundan karbonhidrat hesaplamak oldukça pratik bir yöntem. Bu sayede insulin karbonhidrat eşleşmesi yapılarak tokluk kan şekerinin yükselmesi/düşmesi bir nebze önlenebiliyir. Peki evde yapılmış bir yiyeceğin yaklaşık karbonhidrat değeri hesaplanabilir mi? Cevap evetse bu nasıl yapılır?

Açıkçası bu soruyu bir uzmana sormak nasib olmadı. Düz mantıkla düşündüm. Eğer yiyeceğin içine koyduğum toplam karbonhidratı bilirsem ve ürünün son ağırlığını bulursam %karbonhidrat (yani yiyeceğin 100 gramındaki karbonhidrat.) hesaplanabilir.

Krep malzemeleri:
2 yumurta (karbonhidrat yok)
3 yemek kaşığı sıvı yağ (karbonhidrat yok)
3 yemek kaşığı rende kaşar peyniri (karbonhidrat yok)
1 su bardağı maden suyu (karbonhidrat yok)
1 su bardağı süt (12 g karbonhidrat)
250 g un (188 g karbonhidrat)
Tuz
-------------
Toplam karbonhidrat 200 g.
Krepleri pişirdikten sonra darası alınmış bir tabakta hepsini tarttım. 740 g geldi.

Doğru orantı kurdum. 740 g krepte 200 g karbonhidrat varsa, 100 g krepte ne kadar vardır?
%karbonhidrat=(200×100)/740=27 g

Gelelim kahvaltıya ve sonrasındaki şekerlere. Mönü;

67 g ağırlığında bir krep (18 g karbonhidrat), biraz peynir, salatalık, mandalina (12 g karbonhidrat), çay.

Açlık kan şekeri ve takip eden 1. 2. 3. saat kan şekerlerini resimde görebilirsiniz. Hipo hiper olmadan sahili selamete erdik.

Lakin krebin miktarını abartıp mesela 3-4 tane yeseydim böyle olmayabilirdi.

Hem fazla yediğim için mide boşalması geç olacaktı hem de nisbeten yağlı bir krep olduğu için 3. 4.saat şekerleri yüksek olacaktı.

Şimdilik bu kadar. Sevgiler...



30 Ekim 2016 Pazar

Başarısızlık kime ait?

Resimdeki yazı, daha önce adından ve kitabından bahsettiğim Doç.Dyt. Emel Özer hocanın o kitabının giriş sayfasında yer alıyor. Okuduğumda gözlerim kocaman açılıp "huuuvvvv!!!" dediğimi hatırlıyorum. Zira sağlık camiasından olup kimi doktorları kızdırabilecek bir ifadeye yer vermek herkesin harcı değil. Gıyabında Emel hocaya helal olsun diyor sımsıkı sarılıyorum :)

M.D. Maryniuk diyabet tedavisindeki başarısızlığı tümüyle diyabetliye yüklemeyip doktorların da bunda payı olduğunu söylüyor. Kendini diyabetlilere adamış az sayıdaki hekimi (doktor kelimesi yerine bilerek hekim kelimesini kullandım) tenzih ediyorum.

Maryniuk neden böyle söylemiş olabilir?

Diyabet hayat boyu devam eden bir durum. Dolayısı ile hastane ortamında limitli şartlarda ayarlanmış beslenme (yasaklı liste) ve insulin tedavisi taburcu olduktan sonra kısa sürede alt-üst oluyor. Yasak kavramı üzerine kurulmuş bir tedavi ne kadar devam edebilir ki? Unutmayalim ki başkalarına yasak koymak kolaydır ancak yasağa uymak zordur. Bunu 30 yıllık tip1 dm li biri olarak yazıyorum. Bakkaldan aldığım 1 külah bonbon şekeri ailem görmesin diye bahçedeki odunlarin arasına saklayıp, ertesi gün gizlice yemeyi planlamış ama karıncaların şekerleri benden önce bulduğunu gördüğümde ilk hüsranımı yaşamıştım.

Yasak ve disiplin birbirine karıştırılmamalı. Diyabetlinin aklının erdiği kadar ona durum anlatılmalı. Ve bir an önce doğru tip insulin ve karbonhidrat sayımı ile beslenmeye geçilmeli. İşte diyabet ekibinin yönlendirmesi burada başlıyor.

Kullandığı insulinin etki-zaman profilini hangimiz doktordan öğrendik? Ben değil. Karbonhidrat sayımını, insulin pompasini, sürekli glikoz takip sistemini ilk kez diyabet ekibinden duyan kaç kişi var? Ben değil. HumulinR den humaloga geçtiğimde ara öğün yememem gerektiğini şekerim yükseldiği için kendi kendime buldum. Doktora söylediğimde "ha evet humalogta öyle birşey var" diyiverdi!?

Doktor başına düşen hasta sayısı çok fazla kabul. Onlar da zor şartlarda görev yapıyorlar. Bu da kabul. Peki biz ne yapalım? Doktor olmayı onlar seçti, diyabeyi biz seçmedik. Umudum asık suratlı ve suçlayıcı doktorların yerini birazcık empati yapabilen medikal trendleri takip eden ve mesleğine mesai olarak bakmayan hekimlerin sayısının artmasıdır...

Diyabet bir ekip işi. Diyabetli, ailesi, hekimi. Bu konuda inşallah başka yazılarda buluşmak üzere simdilik bu kadar diyelim.

Sevgiler...